GÜNDEM: Seçime Doğru Giderken...
- bilgencofficial
- 6 May 2023
- 2 dakikada okunur
Hiç şüphesiz ki seçimler şu anda Türkiye’nin en büyük gündemi. Depremi unutturacak kuvvette olan bu mesele epey bir tartışmaya sebep oldu. Oy bölünmesi, yeni adaylar, ittifaklar ve kutuplaşma. Elbette her siyasi kendi vaatlerini sıraladı, bazıları inandırıcı bazılarıysa popülistti. Ama o vaatlerden daha da önemli bir şey var ne yazık ki. O da seçim güvenliği.
Türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerinde demokratik sistemde sıkıntılar görülmesi olağandır, lakin bu seçim için söylenenler ve açıklamalar olağan seviyenin de çok üstündedir.
Şimdiyse gelin bunları inceleyelim.
Öncelikle 20 Mart’ta jandarmaya verilen bir emirle gerilim başladı.

Görselde de kısmen görebileceğiniz üzere, jandarma personelinin seçim boyunca ‘‘Hazır kıta’’ olarak birliklerinde kalmaları emri İç İşleri Bakanlığı’nca tebliğ edilmiştir. Daha önceki seçimlerde uygulanmayan bu yöntem, muhalif çevrelerde şüphe uyandırmıştır. Bunun üzerine CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Süleyman Soylu’ya çeşitli sorular yöneltmiştir. Bu sorular şunlardır;
1. Sanki ülkede Sıkıyönetim Kanunu uygulanıyormuşçasına, bölgesel ayrım yapılmaksızın, emniyet/asayiş görevi olmayan personelin dahil birliklerinde ikinci bir emre kadar hazır kıta bekletilmesinin amacı nedir?
2. Bu emrin verilmesiyle oy kullanacak Jandarma personeline gizli bir baskı uygulanması mı amaçlanmaktadır?
3. AKP’nin 7 Haziran 2015 tarihinde kaybettiği seçimin sonrasında ülkede meydana gelen asayişe müessir olaylar ve kanlı terör olaylarının akabinde 01 Kasım 2015 tarihinde tekrarlanan seçimde dahi bu şekilde bir güvenlik tedbirine ihtiyaç duymayan iktidar, şimdi bu en üst seviyedeki güvenlik tedbirlerini hangi sebeplerle ne tür duyumlara istinaden almaktadır?

Bu sorulara karşı herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu durum endişeleri arttırmaya yeterken bir mesele daha oldu. Savunma Bakanı Hulusi Akar, bir toplantıdan çıktığında kendisine "Vur de vuralım, öl de ölelim!" diye bağıran gruba doğru, "Gelecek, gelecek, onun da zamanı gelecek, bekleyin." dedi. Sonrasında kendisine ne kastettiği sorulduğunda ise teröristlere karşı bu lafı söylediğini açıklasa da bu açıklamanın endişeleri yatıştırmadığını zannediyoruz.
Bu olaydan sonraysa Süleyman Soylu’nun muhalefetin 14 Mayıs 2023 Genel Seçimlerini kazanmasının 15 Temmuz gibi bir darbe girişimine eş olacağını söylemesi akılda soru işaretleri oluşturdu.

Bir seçimin darbe girişimine benzetilmesi zaten garipken, bu seçimin erkene alınmasının devlet tarafından yapılmış olması da bu açıklamanın garipliğini arttırıyor. Bu konudaki açıklamaları gözlemlemeye devam edeceğiz.
Ama mesele burada da bitmiyor. Cumhur İttifakı üyesi olan ve Hizbullah ile geçmiş bağları bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, seçimin az fark ile bitmesi halinde hazır olunması gerektiğini söyledi.

Bunun üstüne 1 Mayıs’ta yapılan HÜDA PAR’lı Faruk Dinç’in açıklaması neye hazırlanıldığı konusunda insanları daha da korkutmaya devam etti.

Genel vaziyete baktığımızda ise şunu görüyoruz: Hizbullah ile ilişkili ve daha önce de bir yazımıza konu olan bir parti seçimin az farkla bitmesi halinde bir çeşit hazırlık yapılması gerektiğini belirtiyor. Açıklamalarda ise bir şiddet eylemi havasını sezmemek elde değil. Bu sırada seçim 15 Temmuz Darbe Girişimi’ne benzetiliyor ve Jandarma operasyona hazır bir halde hazır kıta bekliyor. Bu tip olayların hızlıca açıklığa kavuşulması hem korkuları ve tedirginlikleri dindirecek hem de seçimin huzurlu geçmesini sağlayacaktır. Bu üstü kapalı gibi duran ve ucu açık açıklamalarsa bir korku havasında seçime gidilmesine ön ayak olacaktır.
Comments